şu hayatta bir çok insanın başına gelmiştir bu. para batırmak; hiçte yabancısı olmadığımız bir kelimedir. kiminin kendisi, kiminin eşi ya da akrabası ya da yakın tanıdıklarından biri ya da bir kaçı tatmıştır bu duyguyu.
para nasıl batırılır ?
en başta şunu söylemek isterim ki, aç gözlü olan, kısa zamanda çok para kazanayım diyen insan parasını çok çabuk bir şekilde batırır. ne mi yapar ? neler yapmaz ki ?! şöyle bir etrafınıza bakın, insanların birikimlerini, yıllarca süren kazanımlarını tek hamlede yutacak bir sürü şey vardır yanıbaşınızda. nedir bu “şeyler ?”… kumardan tutunda, borsaya, iddia bayilerinden, at yarışlarına kadar bir sürü “şey” ağzını açmış sizi yutmak için bekliyor…
bütün bunların yanında birde helalinden para kazanmak için yola çıkıp da para batıran insanlar vardır; bunların durumu diğerlerinden daha acıklıdır.
bu insanların büyük bir bölümü, kendi vicdanlarının, kendi akıllarının sesini dinlemek yerine, sokakta ki adamın ağzıyla hareket ettiklerin ve dolduruşa geldikleri için parasını batırmışlardır. “ben senin yerinde olsam” la başlayan laflar…abi ben senin yerinde olsam emekli ikramiyemi şurada bir dükkan tutarak, lokanta açarak, halı kilim satarak, falan filan yaparak değerlendiririm der. tabi ki bunlar iyi şeyler; dükkan açmak, ticaret yapmak güzel şey. ama dükkan açmadan, bu işe sermaye koymadan evvel en az 1 ay yapacağınız işin sonuçlarının ne yönde olacağına daire araştırmalar yapmalısınız. devren kiralık tarzında ticarethaneleri devralıp ticaret hayatına girişmek çok ciddi risktir. sizde biliyorsunuz ki, tıkır tıkır işleyen para kazanan bir tezgahı kimse bırakıp da gitmez. bir kimse bir dükkanı, bir ticarethaneyi, bir işletmeyi devrediyorsa (bilip tanıdığınız yer hariç) oraya sermaye konulmaz, para bağlanmaz diye düşünüyorum.
para batırmanın 2 yolu ise;
aç gözlük olmaktır… az’a kanaat etmemektir. bir iş yeri açmışsınız ve 3,5 kazanıyorsunuz. şükredeceğinize isyan ediyorsunuz. kazandığınız para fazla değil ama azda değil. orta vasatta bir yerlerde. başlıyor şeytan sizi dürtmeye, ne bu ya, akşama kadar burada otur aldığın paraya bak !ama şu işi bir yapsam paraya para demem tarzında hayaller, vesaireler… ve ardından, emek vererek, bir sürü para harcayarak açtığınız dükkanı kapatıyorsunuz ve başka maceralara doğru yelken açıyorsunuz…ne oldu ? işte paranız battı !
insan yaptığı işte sebat etmeli, sabırlı olmalı. köşede biraz parası olmadan dükkan açmamalı. neden biliyor musunuz ? bugün bir dükkan açtınız diyelim; bu dükkanın tanınması, bilinmesi, müşteri sayısı gibi kavramlar giderek artacak, gün geçtikte çoğalacak şeylerdir. bir anda bir sürü insan sizin 1 hafta önce açmış olduğunuz dükkanın önünde kuyruğa girecek değil. öyle ya ! 6,8 ay açtığınız dükkandan para kazanmayı beklemeyin. bu süre zarfında kenara ayırdığınız para sizin emniyet simidiniz olmalı. borcunuz olabilir, ödemeleriniz çıkabilir ve bir sürü beklenmeyen süprizlerle başbaşa kalabilirsiniz. işte bu gibi olumsuz durumlarda köşeye ayırdınız o para sizin can simidinizdir.
para batırmanın 3 yolu ise;
yanlış işlerler uğraşmaktır. yanlış alanlara yatırdığınız para kısa zamanda yok olur gider. ticaret hayatından nefret eder hale gelirsiniz. bir iş yeri açacaksanız o çevrede o işin olup olmayacağını doğru düzgün bir şekilde araştırmalısınız. her tarafın marketlerle dolu olduğu bir sokağa gidip bakkal açarsanız ve ben burada ekmek su satsam “dönerim” derseniz, siz o bakkaldan dükkanın elektrik parasını muhasebecinin aylığını bile zor çıkartırsınız.
para batırmanın 4 yolu ise;
durup dururken kaşınmaktır. illa bir şey yapmalıyım diye zorlamayın kendinizi. hiç bir şey yapmak zorunda değilsiniz. bazen “hiç bir şey” yapmamak, “bir şey” yapmaktan çok çok daha iyidir. “hiç bir şey” yapmayarak elinizdeki parayı muhafaza edersiniz ama “bir şeyler” yaparak o para elinizden uçar gider. kendinizi kasmanın, birileri gibi olmak istemenin alemi yok. efendim işte ahmet iyi para kazanıyor benim niye olmasın şeklinde düşüncelerle bir işe girerseniz paranızı kısa zamanda batırırsınız.
para batırmanın 5 yolu ise;
borsa oynamaktır…borsa bildiğiniz kumarhanedir…ben ne insanlar tanıyorum kredi çekip de borsaya giren hem elindeki paradan olup hemde bankaya borçlanan. işte en kötüsü de bu ve buna benzer şeylerdir. kredi çekip de borsadan para kazanmayı beklemek çok yanlış bir şeydir. her şeyden önce borsaya ihtiyacın olmayan bir parayla gireceksin ve girmiş olduğun para kadar bir paranda hazır kıta emrinde bekleyecek ki yarın öbür gün maliyet düşürmek gerekebilir.
para batırmanın 6 yolu ise;
gösteriş olsun diye dükkan sahibi olmaktır. “ben şu caddede bir dükkan açayım, güzelcene bir dekore edeyim de şöyle namımız bir yürüsün” diye bir işe girilirse elinizdeki avucunuzdaki birikim heba olup gidecektir.hiç gösteriş için birilerine hava atmak için para kazanılır mı ? ama ben böyle insanlarda tanıyorum.
para batırmanın 7 yolu ise;
yanlış zamanda yanlış işler yapmaktır. banka faizlerinin uçtuğu bir dönemde ev yapıp satmakla yani müteahhitlikle uğraşmak olacak iş değildir. kriz zamanı kimse parasını eve şuna buna yatırmaz; kendinizden pay biçin ? siz bir krizin olduğu zaman gidip ev mi alırsınız ? ev ya da ev almak için sabırla doğru zamanın gelmesini mi beklersiniz ? bu tip durumlarda insanların beyni şöyle işler; yahu ne gidip ev alacam, kiraya verecem ? eve kaç para verecem ki ? 250 bin… ne kadar kira alacam 1000 lira… eee ben bu 250 bin lirayı bankaya koysam neredeyse 2800,3000 liraya yakın faiz alırım hemde kiracıyla bilmem neyle de uğraşmam.
para batırmanın daha bir sürü yolu ve yordamı vardır. ben aklıma gelenleri buraya sıralamak istedim.