titiz bir insansanız başkasının yaptığı işe haliyle güvenemezsiniz. hele bu iş temizlik işiyse iki kere düşmek gerekir.
evde kullanılan ve aylardır yıkanmayan halıları kendimiz mi yıkasak ya da bu halıları, halı yıkama işiyle ilgilenen kişilere mi yıkatsak. ben halılarımı evinde kendim yıkıyorum. biraz fazla su gidiyor ama olsun. en fazla 5,6 metreküp su gitse bununda bize günahı en baba 60 lira filan olur.
halı yıkarken önemli olan giden para değil. önemli olan kendinize ait, üzerinde çocuklarınızın oynadığı halıları başkalarının halılarıyla birlikte aynı yere atıp yıkamaları. halı yıkamacıları halıları ne kadar temiz yıkanırsa yıkansın aklıma benim halılarımın başkalarının halılarıyla birlikte yıkanması düşüncesi geldiğinde birden soğuyorum bu işten. üstelik halıları doğru düzgün yıkadıklarına da inanmıyorum. bazı halı yıkayıcıları işini gerçekten iyi yapıyor olabilir ama bir çoğu, halıyı ıslatıp yalandan yere bir iki köpürtüp kuruttuktan sonra sahibine teslim ediyor.
halı yıkama işleminde halıyı yıkamak bir şey değil bu aslında bakarsanız diğer işin yanında çocuk oyuncağı. asıl mesele halıyı kurutmakta. halıyı yıkadıktan sonra kurutmaya çalışmak işin en zor kısmı. halının kuruması için hava güzel olacak, yağmur yağmayacak filan 🙂 bütün her şey yolunda giderse halınız en fazla 4,5 günde kurur. bu süre daha da az olabilir. sürenin az olması, havanın sıcaklığına bağlıdır. ben, yoğun ve yakıcı bir yaz güneşinde halımı 1,5 günde kuruttuğumu hatırlıyorum. fıstık gibi de kurumuştu.
halı yıkamak bana göre eğlenceli bir iş. çocukken mahallede halıları sokağa çıkartıp da yıkardık. halıyı sokağa çıkartıp asfalt yol üzerinde ıslata ıslata, köpürte köpürte yıkardık. halıyı köpürttükten sonra üzerinde kayardık bile. mahallede halı yıkanacağı zaman o gün bayram gibi geçerdi. mahallenin bütün çocukları halının yıkanacağı yerde toplaşırdı. herkes eline bir ağaç parçası alarak halının suyunu sıyırmaya başlardı. daha sonra bu halılar mahallenin muhtelif yerlerine asılırdı. günlerce gece sabaha kadar halılar dışarıda kalırdı, kimse halıları çalmazdı, kimse halılara dokunmaz bile. şimdi istanbul’da halıları balkondan çalıyorlar. memleket ne hale geldi. ha bu arada, birde sokakta halı yıkayana ceza kesmek gibi abuk subuk bir işlem icat ettiler. bunu aslı var mı, yoksa şehir efsanesi mi bilmiyorum.
halı yıkarken toz deterjan mı kullansak beyaz kalıp sabun mu ?
aslına bakarsanız en iyisi arap sabunu ama arap sabununuz yoksa beyaz kalıp sabunla halıyı yıkamak, hem elleriniz adına hemde halı adına daha faydalı olacaktır. beyaz kalıp sabun halıyı toz deterjana göre daha iyi temizler. toz deterjanın içinde ne olduğu belli değil. beyaz kalıp sabun toz deterjana göre çok daha masum bir şey. bir keresinde mecburiyetten toz deterjanla halı yıkamıştım ellerim 2,3 gün kendine gelmemişti. çok tuhaf yapmıştı ellerimi toz deterjan.
işin özü şu arkadaşlar, imkanı olan, yeri olan, gücü kuvveti olan halısını kendisi yıkasın. hem spor yaparak çok iyi bir şekilde ter atmış olursunuz hemde kendi halınızı kendiniz yıkamış olursunuz..
halıyı kuruturken dikkat ediniz.
halıyı yıkadıktan sonra kurutmak için acele etmeyiniz. hemen halı asmayınız. hele hele halıyı asarak suyun süzülmesini beklemeyiniz. yarım gün bir yerde, delikli bir sandalyenin üzerinde rulo halinde (rula halıyı dikine koyunuz, kesinlikle yan yatırmayınız) beklemesi lazım, iyice suyu süzülmesi lazım. daha sonra halınızı asabilirsiniz.
buraya dikkat: halınızı kesinlikle ipe asmıyorsunuz, yoksa kuruduktan sonra ipin oluşturduğu iz halıya çıkar, halıyı bu kötü görüntüsünden dolayı inanın atabilirsiniz bile, çünkü o kadar çirkin oluyor. halıyı boru gibi silindir bir şeyin üzerine asmak en iyisidir. en ideal askı aracı, kalın su borusu gibi silindir bir meteryalin üzerinde kurutmaktır. ne kadar ince bir şeyin üzerine asarsanız, halınızda iz çıkartma riski o kadar yüksektir.
halı yıkamak zor ama son derece keyifli ve eğlenceli bir iştir. denemeyenler bunu kesinlikle denesinler 🙂